2025’te pazarlamayı dönüştürecek anahtar kelime: “Denge”

Adform, 2025 yılında pazarlama dünyasını bekleyen fırsatları ve belirsizlikleri analiz ettiği bir rapor yayınladı. Rapora göre bu yıl öne çıkmak isteyen markalar için anahtar kelime “Denge”. Sürdürülebilirlik baskısı, performans hedefleriyle dengelenmeli; yapay zekanın entegrasyonu dikkatle yönetilmeli ve üçüncü taraf çerezlerin sona ermesi gibi büyük değişimlere hazırlıklı olunmalı. Nasıl mı?

1- Performans ölçümlemesinde teknoloji kullanımı artacak

CMO’lar için performans ölçümlemesi her zamankinden daha kritik hale geldi. Sosyal medya, mobil, e-posta, CTV ve perakende medya gibi farklı kanallarda kullanıcı etkileşiminin artması, sonuçların net bir şekilde ölçülmesini zorlaştırıyor.

Bu nedenle markalar, performans yönetimi konusunda teknoloji ortaklarına ve ajanslara daha fazla güveniyor. A/B testleri ve veri analitiği araçları, içerik stratejilerinin başarısını değerlendirmek için önem kazanıyor. Trend yakalama stratejileri ise markaların sosyal medyada gündemi takip ederek organik olarak büyümesine katkı sağlıyor.

2- Çok kaynaklı kimlik çözümleri yükselişe geçecek

2025’te üçüncü taraf çerezlerin tamamen devre dışı kalması bekleniyor. Google’ın yeni izin tabanlı modeli devreye girdiğinde, reklamverenler farklı kimlik çözümlerine yönelmek zorunda kalacak.

Bu dönüşte, birinci taraf verilerle alternatif kimlik çözümlerini entegre eden talep tarafı platformları (DSP’ler) başarılı olurken, sınırlı kimlik seçenekleri sunanlar geri planda kalacak. Müşteri güveni kazanmak için fiziki etkinlikler ve yüz yüze pazarlama yöntemleri de yeniden önem kazanmaya başlayacak.

3- Sürdürülebilirlik, KVK kuralları kadar kritik hale geliyor

Çevresel, sosyal ve yönetişim (ESG) konuları, pazarlama gündeminde yeniden önem kazanmaya başlıyor. Araştırmalar, CMO’ların sadece yüzde 18’inin ESG hedeflerine öncelik verdiğini gösteriyor. Ancak bu alan, KVKK kadar kritik bir konu haline gelme potansiyeli taşıyor.

Veri odaklı içerik optimizasyonu sayesinde enerji tüketimi azaltılabilir ve doğru hedeflemeyle etkili kampanyalar yürütülebilir. ESG çalışmalarının kurumsal raporlama süreçlerine dahil edilmesi, markaların yasal uyumluluk açısından da önlerini açabilir.

4- Perakende medya harcamaları geleneksel TV’yi geçecek

Perakende medya, markalara kullanıcıların satın alma yolculuğundaki konumunu belirlemede kritik veriler sunuyor. 2025’te perakende medya harcamalarının geleneksel TV reklamlarını geride bırakması bekleniyor.

Ancak bu dönüşümün başarılı olması için ölçümleme ve veri gizliliği konusunda ciddi yatırımlar yapılması gerekiyor. CRM entegrasyonu ve modüler sistemler, hedef kitlenin doğru zamanda doğru mesajla buluşmasını sağlayarak müşteri sadakatini artırabilir.

5- Yapay zeka, pazarlamanın merkezine yerleşecek

Yapay zeka (AI), pazarlama dünyasının vazgeçilmez bir parçası haline geliyor. Araştırmalar, pazarlamacıların yüzde 84’ünün yapay zeka araçlarını kullandığını ancak CMO’ların sadece yüzde 45’inin yapay zeka stratejilerini değerlendirdiğini gösteriyor.

CMO’lar, ekiplerini yapay zeka kaynaklı riskler ve etik sorumluluklar konusunda eğiterek bu teknolojinin fırsatlarından en iyi şekilde yararlanmalı. Sıfır tıklama stratejileri, organik erişim ve etkileşim oranlarını artırmak için yapay zeka destekli içerik üretimiyle birleştirilmeli.