2025 Küresel Trafik Gerçeği: Şehirler Hızlanamıyor, Faturayı Sürücüler Ödüyor
Trafik konusunda kendimizi kandırmayı bırakalım: 2025, şehir içi hareketlilikte yeni bir dönüm noktası değil. Daha doğrusu, dönüm noktası ama iyi anlamda değil. INRIX 2025 Global Traffic Scorecard raporu, şehirlerin büyük bölümünde trafiğin geçen yıla göre daha da kötüleştiğini açıkça ortaya koyuyor. Analiz edilen 942 kentsel bölgenin %62’sinde gecikmeler artmış durumda.
2025-12-05 16:38:21 - Arastiriyorum
Bu artışın ekonomik karşılığı da yabana atılır değil. Şehir ekonomileri, sürücüler ve şirketler, aslında görünmeyen bir vergi ödüyor: trafik vergisi.
İstanbul Yine Zirvede: 118 Saat Kaybedilen Zaman
Evet, İstanbul bu yıl da listenin başında. Ortalama bir sürücü 118 saatini trafik yüzünden kaybediyor; bu da 2024’e göre %12 artış demek. Raporda İstanbul’un hala en yoğun şehir olarak listelenmesinin nedeni açık: talep arzı eziyor. Şehir büyüyor, araç sayısı artıyor, yollar aynı yollar. Sonuç belli.
İstanbul’un yanına Chicago (112 saat) ve Mexico City (108 saat) eklenince tablo daha da netleşiyor: megakentler mobilite sınırlarına dayanmış durumda.
ABD’de Trafik: Yavaşlayan Sadece Akış Değil, Ekonomi de
ABD’de ortalama sürücü 49 saatini trafikte kaybediyor. Bu, kişi başı 894 dolar zaman kaybı anlamına geliyor ve ülke genelinde toplam kayıp 85 milyar dolara ulaşıyor. Üstelik Chicago, New York’u geride bırakarak ABD’nin yeni trafik başkenti olmuş durumda. Şehrin yıllık kaybı 7.5 milyar dolar.
New York cephesinde ise ilginç bir gelişme var: kordon bazlı ücretlendirme (congestion pricing) uygulanıyor ve veri, koridor yoğunluklarının önemli ölçüde değiştiğini gösteriyor. 2024’te ilk 25’te yer alan beş koridordan yalnızca biri 2025 listesinde kalmış. Bu, fiyatlandırmanın talep yönetimi açısından beklendiği kadar etkili olabileceğini gösteriyor.
Avrupa’da Karmaşık Bir Görünüm
Avrupa şehirlerinde tablo ABD kadar dramatik değil. Londra ve Paris gibi dev şehirlerde gecikmeler düşmüş olsa da, Almanya ve İtalya genel olarak daha fazla gecikme yaşıyor. Bunun en çarpıcı örneği Köln. Şehir, gecikmelerde %20 artışla Almanya’nın en sıkışık kenti haline geldi.
Thames kıyılarında ise biraz nefes alan Londra sürücülerinin yaşadığı gecikme 2024’e göre %10 gerilemiş durumda. Yine de şehir hâlâ Avrupa’nın en sıkışık kenti. Taht kolay kolay el değiştirmiyor.
Trafik Sadece Yavaşlatmıyor, Hayatlara da Mal Oluyor
Raporda beni en çok durduran bölüm güvenlik verileriydi. ABD’de trafik ölümleri yıllarca yükselmişti, fakat 2025’in ilk yarısında ölüm oranları pre-COVID seviyelerine geri döndü. Fatalite oranı 1.06’ya geriledi. Bu elbette sevindirici, ama hâlâ yapılacak iş çok.
Avrupa bu konuda daha başarılı; Birleşik Krallık’ın fatalite oranı ABD’nin yarısından bile düşük: 0.47. Aynı yol, farklı tasarım, farklı kültür, farklı sonuç.
Doğal Afetlerde Yol Ağı Testten Geçiyor
2025’in önemli olaylarından biri Hawaii’deki tsunami uyarısıydı. Uyarı sonrası araç hızları %20 düşerken, sahil yollarındaki düşüş %25’i buldu. Evacuation davranışının veriyle bu kadar net izlenebilmesi acil durum planlaması için kritik.
Benzer şekilde Los Angeles çevresindeki Palisades yangınında yolların nasıl kilitlendiği, insanların arabayla kaçamadığı ve yaya tahliyeye yöneldiği de veriyle doğrulanıyor. Bu veriler, afet yönetiminin geleceğini belirleyecek türden.
Tarifeler, Ekonomi ve Kamyon Trafiği
Politika değişimleri de trafikten nasibini alıyor. ABD-Kanada arasındaki kamyon geçişleri tarifeler nedeniyle %4.5 düşmüş durumda. Veri, ticaret akışının politik kararlarla nasıl hızla değiştiğini gösteriyor.
Peki Bundan Sonra Ne Olacak?
Raporun sonunda net bir mesaj var:
Şehirlerin çoğu, trafik sorununu çözme konusunda hâlâ geçmişin yöntemlerine bağlı. Toplu taşıma yatırımları, hız yönetimi, yol fiyatlandırması ve nüfus hareketleri gibi faktörler birlikte ele alınmadıkça tablo değişmeyecek.
Bazı büyük şehirlerde gecikmelerin azalması, umut verici bir veri kırıntısı olarak duruyor, ama bunun arkasında ekonomik yavaşlama, nüfus kaybı veya davranış değişiklikleri olabilir. Yani başarı mı, yoksa yan etki mi, henüz belli değil.