DİSK-AR’ın “Ücret Kayıpları İzleme Raporu – Ekim 2025” verilerine göre Türkiye’de işçilerin maaşları adeta bir buharlaşma sürecine girmiş. Enflasyon, vergi dilimleri ve kesintiler birleşince, 2025’in ilk dokuz ayında işçilerin cebinden en az 1 trilyon 328 milyar TL uçup gitmiş.
1,3 Trilyonluk Buhar: İşçilerin Maaşı Nereye Gitti?
2025 Türkiye’sinde çalışan olmak, sisin içinde para aramak gibi. DİSK-AR’ın son raporuna göre, sadece bu yılın ilk dokuz ayında işçilerin ortalama ücretlerinin yüzde 41’i, enflasyon, vergi ve kesintilerle silinip gitmiş. Bu üçlü, işçi maaşlarını vampir gibi emiyor.
Asgari ücretlinin durumu tam bir ekonomi kara komedisi. 26.006 TL brüt maaştan geriye kalan net 22.105 TL, Eylül 2025 itibarıyla reel olarak sadece 16.483 TL’ye denk geliyor. Yani kağıt üzerinde artış var, ama markette domatesle göz göze gelince o artış yok oluyor. Ara zam yapılmaması, bu kayıpları iyice büyütmüş; asgari ücretin yıl içindeki toplam erimesi 64.652 TL’ye ulaşmış.
Ortalama işçi ücretlerinde tablo da iç açıcı değil: dokuz ayda bireysel ortalama kayıp 79.353 TL. Yani bir çalışanın dokuz ay boyunca ürettiği değerin önemli kısmı, enflasyonun ve vergi sisteminin karanlık deliklerine gidiyor.
Vergi Dilimleri: Sessiz Maaş Katili
Vergi sistemi öyle tasarlanmış ki, maaşın biraz artması bile seni hemen üst dilime taşıyor. Bu da “çok kazanan daha çok öder” mantığından ziyade “biraz daha kazanan da artık nefes almasın” yaklaşımını andırıyor. Rapora göre birçok işçi yıl ortasında yüzde 27’lik, yıl sonuna doğruysa yüzde 35’lik vergi dilimine giriyor. Ücretler artmıyor ama vergi faturası şişiyor.
1,3 Trilyonun Hikayesi
DİSK-AR’ın hesaplamalarına göre, sadece sigortalı işçiler üzerinden yapılan tahminle:
Bu rakam, ekonomideki gelir transferinin yönünü açıkça gösteriyor: İşçilerden sermaye sahiplerine doğru devasa bir servet akışı. Kısacası, enflasyon işçiyi yoksullaştırıyor, vergiler de fakirliği sabitliyor.
Emek Değerinin Adaleti
Raporun sonunda dile getirilen mesaj net: “Gelirde adalet, vergide adalet.” Çünkü şu anda olan tam tersi. Ücretler sabit, fiyatlar serbest. Asgari ücret, yılda bir kez belirleniyor; ama hayat pazar yerinde her sabah yeniden fiyatlanıyor.
Bir ülkenin ekonomisi, çalışanlarının cebine ne kadar bıraktığıyla ölçülür. Şu haliyle Türkiye’de ekonomi değil, emek eriyor.
İşçiler sadece maaşlarını değil, adalet duygularını da kaybediyor. Oysa enflasyonla mücadele, halkın sofrasındaki ekmeği korumakla başlar. Raporun rakamları soğuk; ama anlattığı hikâye, çok sıcak bir gerçeği yansıtıyor: İnsan emeği, giderek değersizleştiriliyor. Ve bu, ülkenin asıl krizi.
Raporun tamamı: https://arastirma.disk.org.tr/wp-content/uploads/2025/10/1-Ucret-Kayiplari-Izleme-Raporu-6-Ekim-2025.pdf